Özgür otlayan sığır, tüm besin ihtiyacını, insanların sağladığı yemlerle değil, özgür bir şekilde otlayarak karşılayan hayvandır.
Anadolu’nun boz sığır, kara sığır gibi yerli sığır ırkları, et ve süt verimleri kültür ırklarıyla yarışamadığı için, Anadolu’nun dağlık arazilerinde serbestçe otlamaya bırakılmışlardır.
Yılın neredeyse 365 günü doğal ortamlarında özgürce otlayan ve yaşayan bu hayvanlara, acil durumlar dışında (kışın çok yoğun kar yağışı, salgın hastalıklar) müdahale edilmez. Beslenmelerini kendileri sağlarlar, yem verilmez. Bakıcıların görevi, ekili arazilere girmelerinin önlenmesi, ve farkına varıldığı zaman hasta hayvanların tedavi edilmesinden ibarettir. Hayvanların doğal hayat döngüsü (üreme, doğurma, yavruların bakımı, sosyal yaşam) kendi kontröllerindedir. Bu şekilde üreticiye en düşük maliyetle bir ekonomik getiri sağlarlar.
Hayatta kalma içgüdüleri, hastalık karşısında dayanıklılıkları, gelişmiş sindirim sistemleri, sağlam yapılı vücutları, güçlü tırnak yapıları, ve coğrafyanın yerel hayvanları olmaları sayesinde Anadolu ırkı sığırlar, kültür ırklarının yapamadığını yaparlar, engebeli arazide gezip otlayarak hayatta kalırlar.